Unutmadım Sizi Ben
UNUTMADIM SİZİ BEN
Çocukluk yıllarımdaki arkadaşlarım,
Yıllar geçti unutmadım ben sizi.
Ovacık’ta beraber gülüp oynadığım kardeşlerim,
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Bilirlerdi hatırı, gönülü, vefayı,
Çokta çeken vardı çileyi cefayı.
Güley yengenin oğlu Veli ile Mustafa’yı.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Bazen çul dokurlardı, bazen de halıyı,
Günlerden uğursuz sayarlardı salıyı.
Zeböğgil’in Ali ile zurnacı Veli’yi.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Tarım hayvancılıktı bu köyün varı,
Sert geçerdi kışı, bol yağardı karı,
Halil çavuşgil’in Hüseyin ile Ali Çınar’ı
Yıllar geçti unutmadın sizi ben.
Alöğler diye anılırdı, köyün bir yanı,
Bu köy eğitti, öğretti, büyüttü beni,
Kör Yusufgil’in Celal ile Fideygil’in Hasan’ı,
Yıllar geçti unutmadın sizi ben.
Zamanla tanıdım Ovacık köyünü.
Kendime rehber edindim, her güzel şeyini.
Zoğallı’nın torunu Hasan Hüseyin’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Köyde halaya derlerdi bibi.
Herkes görünürdü olduğu gibi.
Gürükgil’in Halil ile Kara müstöğgil’in Müseyip’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Çok güzel olurdu düğünü bayramı.
Bozbel’e de dayanıyordu bir yanı.
Esat eniştenin oğulları Abdullah ile Yusuf Özcan’ı.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Vardı köyün bir yerleşik düzeni.
Yoktu sömüreni, ezileni, ezeni,
Nazöğgil’in Süleyman ile Hamza Özen’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Perşembe günleri mezarlığı ederlerdi ziyaret.
Aşık Süleyman saz çalardı vardı maharet.
Musa Kahyagil’in Süleyman, Hüseyin, Poker Mehmet,
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Herkes yiğitti sözünün eri.
Yüz kızartıcı suçta içeri girmedi biri.
Sabri amcanın torunu Naci ile Kamber’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Zaman zaman köye dedeler gelir yaparlardı cemi.
Kimse sonuna kadar sürmedi devranı demi.
Fısıkgil’in İsmail ile Cancan’ın oğlu Muharrem’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
O zaman evlerde yok idi çatı.
Herkesin bulunurdu bir eşeği atı.
Vezirgil’in Ali Rıza ile Nevzat’ı.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Tırpanla orakla biçerlerdi tarlayı.
Bu işi yapardı bayanı bayı.
Salime halanın oğulları Musa ile Mustafa’yı.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Arı Türkçe’dir bu köyün dili.
Bir kısmının gurbete düşmüştü yolu.
İzzetin oğlu Kamber ile Halil Çavuş’un oğlu İsmail’i.
Yıllar geçti unutmadın sizi ben.
Kavurma yaparlardı kısır keçi etini.
Bilirlerdi büyük küçük kıymetini.
Marikgil’in Mustafa abinin oğlu Metin’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Çamaşır yıkamak için kurarlardı kazanı.
İleri seviyedeydi okuyanı, yazanı.
Sadığın oğlu Mehmet ile Ekrem Özen’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Her şey organikti olmazdı hileli.
Fazla değişmedi bildim bileli.
Koca Seyitgil’in Mustafa, Sarı Hüseyingil’in Celal’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Gayet güzel olurdu baharı, yazı.
Mahkemeye de gidenler olurdu bazı.
Kel Sülöğgil’in İlyas ile Beybabagilin Hasan Korkmaz’ı.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
İçme suyu için kullanırlardı köyün çayını.
Sevmezlerdi hırsızı, uğursuzu, haini.
Burnimgil’in Mehmet Ali, Kayışgil’in Şahin’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Kandıl’ın eteğinde güzeldir yeri.
Geleneklerine bağlıdır öteden beri.
Kömürcü Haydar, Habib ağa’ nın torunu Mehmet Özer’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Vardı okumuşu, öğretmeni, subayı, memuru.
Büyük küçüğe rahat verir idi emri.
Fındıkgil’in Muharrem, Hakverdi’nin oğlu Ali Özdemir’i.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Vahap abinin ölümü vermişti köye büyük acıyı.
Değirmende bulundururlardı, daim sucuyu.
Fatma, Sırma, Mehri, Ayşe, Nergiz, Bedriye bacıyı.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
İbrahim, Kadir, Burhan, Hüseyinler dünyadan geçti.
Henüz çok erkendi yaşları gençti.
Her biri ayrı ayrı yaralar açtı.
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
Mehmet Yalçın’ım dönüp baktım geriye,
Neler gördük, geldik nereden nereye,
Az değil tam elli iki yıl girdi araya,
Yıllar geçti unutmadım sizi ben.
20.EKİM.2010
Mehmet YALÇIN
NOT: Unutulanlar darılmasın.
Sakın bana kırılmasın.
Lakabını kullandıklarım alınmasın.