Ovacık seni çok özledim
İki geçeden ibarettir köyün yapısı,
Senet vardı, yoktu kimsenin tapusu,
Yaklaşık birbiriyle akraba hepsi,
Ovacık seni çok özledim.
Boldu suyu, temizdi havası,
Elma ağılında olurdu elmanın hası,
Güzeldi Ürüngü,Üzümlük, Sarıtahta yaylası,
Ovacık seni çok özledim.
Çobanlar güderdi davarı, malı,
Çalarlardı dağlarda düdüğü, kavalı,
Girit’ten gelen gelinler güzel dokurdu halı,
Ovacık seni çok özledim.
Hasandede, Yelliyurt, Karataşı,
Sabah kahvaltısıydı bir bulgur aşı,
Dumanı eksik olmayan Fıdılın başı,
Ovacık seni çok özledim.
Yemek yerken kullanırlardı tahta kaşığı,
Kışın harmanlarda oynarlardı aşığı,
Gelinler sallardı tahta beşiği,
Ovacık seni çok özledim.
Kavururlardı buğdayı pişirirlerdi hediği,
Saygı vardı, olurdu büyüklerin dediği,
Beygelen, Günalıcı, Şargediği,
Ovacık seni çok özledim.
Bozbel’di yıldız taşının ötesi,
Uzaktan gelirdi çağ, kelek sesi,
Keklilkerin ötüşü, kuzuların melemesi,
Ovacık seni çok özledim.
Kömür yerine yakarlardı meşe odunu,
Böyle ısınarak çıkarırlardı kışın tadını,
Üç peşli kutnu entari giyerdi kadını,
Ovacık seni çok özledim.
Eşek anırır, köpek havlar, horoz öterdi,
Bahar gelince nevruz, nergiz, lale, sümbül biterdi,
Muharrem’de Hızır’da herkes oruç tutardı,
Ovacık seni çok özledim.
Eski okulun kerpiç yapısı,
Oradan gelip geçti bizim akranların hepsi,
Misafire açıktı her evin kapısı,
Ovacık seni çok özledim.
Kadınlar yazın yaylalardan yayardı yayığı,
Erkekler kışın sarcabelde avlarlardı geyiği,
Mahmut Şevket’in kaytan bıyığı,
Ovacık seni çok özledim.
Araç yoktu, yaya gider kullanırdı tabanı,
Koşarlardı öküzü, sürerlerdi karasabanı,
Ekin zamanı sallarlardı orak tırpanı,
Ovacık seni çok özledim.
Güzün kışlıkları ambarlara koyarlardı,
Alafı yetmeyen burç kırar, soyma soyardı,
Herkes tabi halindeydi, ne kaş göz saç boyardı,
Ovacık seni çok özledim.
Toplanır köylüler ziyaretlere giderdi,
Perşembe günleri de mezarlığı ziyaret ederdi,
O zaman köy yetmiş seksen hane kadardı,
Ovacık seni çok özledim.
Çok güzeldi düğünden önce kına yakması,
Bir başka hüzünlü oluyordu gelinin evden çıkması,
Damadın damdan gelinin başına elma atması,
Ovacık seni çok özledim.
Unutmadım bir türlü tandır aşını,
Aradım çevre köylerde bulamadım eşini,
Her zaman hayal ederdim toprağını taşını,
Ovacık seni çok özledim.
1959 yılında ayrıldım buradan,
Tam elli üç yıl geçti aradan,
Bir daha görmeyi kısmet eder mi yaradan,
Ovacık seni çok özledim.
Mehmet Yalçın Ovacık köyünü andı,
Bir anda kendini orada sandı,
Yaş geldi altmış beşe dayandı,
Ovacık seni çok özledim.
28 Haziran 2011
Mehmet Yalçın